23 Ekim 2012 Salı

Öteki Haber Bülteni

Seçimlerin varlığı ve seçim sonuçları, "Milli İrade" ya da "Sandık Sonuçları" ile soslanmış anlatılar çerçevesinde “demokrasinin de varlığının" temel argümanı olarak kullanılıyor. Ancak, demokrasinin evrensel isterleri olan "örgütlenme, bağımsız medya, güçlü bir STK altyapısı, kişi başına yeterli eğitim düzeyi, ulusal refah, güçler ayrılığı, bağımsız yargı, hukuk devleti, yasalar önünde eşitlik" gibi ilke ve düzenlemelerden yoksunluk ne yazık ki “demokrasinin yokluğunun” argümanı olarak algılanamıyor.

1) Türk bankacılığının son kaleleri de satılmak üzere. Para politikasının bütünüyle yabancı sermaye kontrolüne girmesine ramak kaldı.
2) THY BaşkanTopçu'nun hanedanlık üslubunda kadrolaşmasıyla göz doldurmakta. Tek sözcük yabancı dilmeyen lise mezunu akrabalar, 12 bin TL maaşla sıkı mümin olmanın tadını çıkarmakta.
3) Türkiye, Cumhuriyet kutlamalarının bizatihi Türkiye Cum

huriyeti tarafından engellenmeye çalışıldığı patolojik bir noktaya geldi. Saraybosna tarzı bir kıvılcımın ülkeyi iç savaşa sürükleme olasılığının tartışıldığı korkulu günler yaşıyoruz.
4) En büyük projesi, iktidar olur olmaz Anıtkabir'e kubbe yaptırmak olan bir zat, kendisini "milliyetçilik" ile tarif eden bir siyasal partiye genel başkan adayı olabiliyor. Bu haber insana, "Akıl tutulması deyişi bile belirli bir aklın varlığını zorunlu kılar" diye düşündürüyor.

18 Ekim 2012 Perşembe

Şerit

Yaşamı nasıl algılıyorsunuz? Yaşadıkça azalan, azaldıkça eksilen ve sonunda tamamen kaybolan bir ZAMAN BÜTÜNLÜĞÜ mü, yoksa yaşadıkça çoğalan ve parçaların birbirlerine eklenmesiyle sürekli artan bir "DENEYİMLER POTPURİSİ" mi? Malum, biri düşsel bir kronoloji düzleminde dibe doğru yaşamamıza yol açarken, diğeri ise aynı düzlem de yukarıya doğru tırmanıyormuş hissi veriyor. Algısı dibe doğru olanlarda yaşam bir "yaşlanma süreci" gibi hissedilirken, algısı yukarıya doğru olanlarda ise yaşlanma bilinci körelip yerini sonu gelmeyen bir yenilikler dizisine bırakıyor. Bu bağlamda içinizdeki çocuğu koruyabilmek, esasen bir seçim konusu olmaktan çok bir kişilik ve düşünüş sorunu.