10 Eylül 2012 Pazartesi

Doymamış Çözeltiler

Şöyle, bütün ışığını kubbeli tavandaki renkli vitraydan sızan cılız huzmeler ve şömineden yayılan dans ritmindeki yalazdan alan, yüksek tavanlarına uzanan asırlık taş duvarları ceviz raflarla kaplı, birkaç çirkin sokak kedisinin adeta öksüzler yurdu gibi mesken tuttuğu, hemen dibinde ayaklarınızı kıvırıp oturabileceğiniz sundurması bulunan penceresinden Mount Blanc ihtişamını gözler önüne seren sımsıcak bir Kitapçı dükkânım olsa; sırtımda yer yer delinmiş bir örme hırka ve ellerimde eldivenler olduğu halde, olanaksız olduğunu bilmeme karşın sanki dünyanın bütün kitaplarını okuyabilecek bir kudrete sahipmişim gibi okumaya koyulsam. Okusam yalnızca. Bir işe yaraması kaygısı gütmeden, sanki hiç ölmeyecekmişim gibi zamana karşı yarışmadan, kendimi hiç kimseyle paylaşma zorunluluğu duyumsamaksızın ve parmaklarımın ucundaki kitabı uyku gafletinden öte hiçbir gücün düşüremediği bir tutkuyla okusam. Okuma eyleminin kendisiyle beyinsel bir sevişme için okuyabilsem kısacası.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder